15 Aralık 2010 Çarşamba

Yıldızlar gibi gülümsemek sizin de hakkınız…



Sıcak bir gülüş sosyal iletişiminizi artırır. Pırıl pırıl dişler ile gülümseme, özellikle yeni tanıştığımız kişiler üzerinde oldukça pozitif bir etki bırakır.
Sizde sıralı olmayan, aralıklı ya da sarı olan dişlerinin yerine doğal ve güzel bir gülüşe sahip olmak ve etrafınızdakileri etkilemek istiyorsanız estetik diş hekimliğinde kullanılan son tedavi yöntemlerinden yararlanabilirsiniz.

Yıldızların gülüşüne sahip olmak ve karşınızdakileri tebessümünüz ile etkilemek istiyorsanız bu yazı size yardımcı olacaktır.

İşte etkileyici gülüşe kavuşmak için kullanılan en son teknikler;

Porselen laminat veneer; Aralıklı, çapraşık ve düzensiz, renkleşmiş ve sararmış dişlerle karşımızdaki üzerinde bırakacağımız izlenim olumsuz olacaktır. Hatırlanacak bir gülüşe sahip olmak ise diş hekimliğindeki son gelişmeler sayesinde artık çok daha kolay…En sık kullanılan tekniklerden birisi olan porselen laminate veneer ile hayalinizdeki gülüşe sahip olabilirsiniz. Porselen laminate veneer tedavisinde dişlerin yüzeyleri çok az bir miktarda aşındırılır ve dişin dış yüzeyine tırnak kalınlığında yaprak şeklinde ince porselenler yapıştırılır. Bu sayede bireylerin dişlerinde görsel olarak rahatsızlık duyduğu yamukluk, çarpıklık, fazla aralık olma durumu, dişlerin normalden küçük olması, renkleşmesi gibi durumlar bir hafta gibi kısa bir süre de giderilebilir.

Diş beyazlatma; Dişlerimizdeki renkleşmeler ve renk bozuklukları için günümüzde estetik diş hekimliğinde “diş beyazlatma” (bleaching) yöntemi önerilir. Ev ve ofis tipi olmak üzere iki farklı şekilde uygulanan tedavi ile ilgili detayları aşağıda bulabilirsiniz.
Bir saatte beyaz dişler: Ofis tipi diş beyazlatma yöntemi daha kısa sürede tamamen diş hekiminin kontrolünde gerçekleşen ve yaklaşık bir saat gibi kısa bir sürede sonuç alınabilen bir beyazlatma yöntemidir. Tedavi ilk önce diş hekiminin dişleri plaktan arındırmak için yapacağı diş taşı temizliği ve parlatmasıyla başlar. Daha sonra beyazlatma jeli dişlere uygulanır ve bu jelin halojen/led ışık kaynakları ya da lazerle aktive edilmesi sonucu dişin içindeki renkleşmiş sıvının dişten uzaklaştırılmasıyla sonuç alınır. Lazer veya diğer ışık kaynakları dişi beyazlatmaz, sadece beyazlatma jelinin aktive olmasını sağlayarak gerekli kimyasal reaksiyonu başlatır (lazer dişin içine işlemez.). Bir saat gibi kısa bir sürede biten beyazlatma işlemi sonucunda hastalar genellikle dişlerinde arzu ettikleri beyazlığa kavuşmuş bir şekilde işlerinde geri dönebilirler. İlk seansta istenilen beyazlığın elde edilmemesi durumunda ise se ikinci bir seans yapılır ya da ev tipi diş beyazlatma işlemiyle beyazlatma işlemi desteklenebilir.
Evde Diş Beyazlatma: Genelde ofis tipi diş beyazlatma işleminde kullanılan solüsyonların daha düşük konsantrasyonlu olanlarının evde kullanılması ile yapılan beyazlatma işlemidir. Hastanın ağzından alınan kayıtlara göre özel olarak hazırlanmış diş kılıflarının içine bu jellerin konularak dişler üzerine uygulanması ve ağız ortamında jelin konsantrasyonuna göre 1–2 saat kadar tutularak uygulanır. Bu işlemle elde edilen beyazlık ofis tipine nazaran daha uzun sürede elde edilir. 2–4 hafta boyunca her gün bu jelleri evde kullanmak gerekebilir. Ev tipi beyazlatma işlemi diş rengi çok koyu olan ya da dirençli vakalarda ofis beyazlatma işlemi ile beraber kombine uygulanabilir.

Peki hangisi? Kısacası her iki yöntemde etkin olmasına rağmen tercih, renkleşmenin derecesine, tedavinin ne kadar çabuk sonlandırılmak istendiğine ve diş hekiminin görüşüne ve sizin beklentinize bağlıdır. Dişlerin beyazlaşmaları öncelikle başlangıç renkleri ile de ilgilidir. Sarı tonu dişler kolaylıkla 3–4 ton beyazlayabilirken, yeşil-gri tonundaki dişlerin beyazlaması daha zor olmaktadır. Kısacası beyazlama miktarı kişiden kişiye değişmektedir. Ancak diş renginiz çok koyu ise en uygun yöntem ofis tipi ve ev tipi beyazlatma işlemi beraber uygulanmasıdır.

*** Diş beyazlatma kalemi ya da benzeri ürünlerin direkt satın alınarak diş hekimi görüşü alınmadan, muayene olmadan kullanılması dişlerinize geri dönüşü olmayan bir zarar verebilir. Öncesinde gereken tedavilerin yapılmaması durumunda zararlı olacaklardır. Bunlardan uzak durmanız gerekir.

8 Ocak 2010 Cuma

Sağlıksız dişlerin suçlusu çocukluk dönemi değil



Dişlerinizdeki çürüklerin sebebi olarak çocukken tükettiğiniz şekerli gıdaları görmekten vazgeçin. Yapılan son araştırmaya göre kişilerin sağlıksız dişlere sahip olmalarının onların çocukluk dönemlerindeki alışkanlıklarıyla bir ilgisi yok.

Dişlerinin sağlıksız olmasından şikayet eden, sürekli diş ağrısı çeken kişiler genellikle çocukken dişlerine iyi bakmadıkları için sıkıntı çektiklerine inanırlar. Oysa yapılan son araştırma yetişkin yaşlardaki hayat standartlarının dişlerin sağlıklı ya da sağlıksız olmasını etkilediğini göstermektedir. Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı son yıllarda yapılan araştırmaya göre kişilerin yaşlarının ilerledikçe kalıtımsal özelliklerinin ve küçükken yapılan hatalarının kaybolacağını, bu durumda sağlıklı dişlere sahip olmak için şu an dişlerinize verdiğiniz önemin asıl olduğunun altını çiziyor.

Kötü Alışkanlıklar;

Ağız ve diş sağlığımızı kötü yönde etkileyen alışkanlıkların başında hiç şüphe yok ki sigara gelmektedir. Kişi ne kadar çok sigara içiyorsa, diş kaybetme olasılığı da o kadar yüksektir. Bunun için diş hekimlerinin dişlerinizi korumanız için vereceği en önemli tavsiye sigarayı bırakmanız olacaktır. Sigara dışında tükettiğiniz şekerli yiyecekler, asitli içecekler ya da çay kahve gibi dişlerde lekelenmelere neden olan yiyecekleri tüketme sıklığınız da ağız ve diş sağlığınızı etkileyen faktörler arasındadır.

Kişilerin çocukken yaptığı alışkanlıklarının ağız sağlığına olan etkisi kazanacakları olumlu alışkanlık olacaktır. Kişi eğer çocukken diş fırçalama alışkanlığını edinirse bunu ilerleyen yaşlarında da devam ettirir ve böylece sağlıklı ağız ve dişler için ilk adımı atmış olur.

Bütün bunların dışında günde iki defa dişlerini fırçalamanın, diş ipi kullanmamın ve düzenli olarak diş hekiminiz ziyaret etmenin de oldukça önemli olduğunu belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı diş ve diş etlerinde oluşan sorunların henüz başındayken müdahale edilmesi sonucunda kolay bir şekilde tedavi edilebildiğinin de altını çiziyor.

8 Aralık 2009 Salı

Diş Beyazlatma ile kahve ve çay lekelerinden kurtulun

Yoğun iş temposu, ofiste geçen uzun saatlerde en çok tükettiğimiz şeyler çay ve kahvedir. Çalışırken kimi zaman içimizi ısıtan, kimi zaman ise uykumuzu açan bu içecekelerin dişlerimize verdiği zarar ise zamanla kendini gösterir.

Kahve ve çay tüketiminde bağlı olarak dişlerde meydana gelen lekeler, renkleşmeler çoğu zaman öyle rahatsız edici olur ki gülmemizi bile engeller. Dişlerde meydana gelen lekelerin diş taşı temizliği, renkleşmenin ise belaching adı verilen beyazlatma yöntemi ile kısa bir süre de giderildiğini Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı belirtiyor ve ekliyor; “diş beyazlatma işleminin bilinen 2 yöntemi vardır. Bunlar ev tipi diş beyazlatma ve ofis tipi diş beyazlatma yöntemidir. Her iki yöntem ile de dişlerinizdeki renkeşmeden kurtulmanız mümkündür. Aralarındaki fark; ofis beyazlatma işleminin 1 saat kadar kısa bir sürede klinik ortamında gerçekleştirilebilmesi, ev tipi diş beyazlatmanın ise ev ortamında 1 hafta kullanılmasıdır.

Bu yöntemlerden hangisinin sizin için uygun olacağına ise diş hekiminiz sizi muayene ettikten sonra verecektir. Bazı durumlarda iki yöntem birlikte kullanılarak sonuç elde edilir.”

Dişlere Zarar Vermezler Ancak....

Diş beyazlatma işleminin diş hekimi kontolünde yapıldığı taktirde dişlere bir zarar vermediğini belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı diş hekimi kontrolü olmadan uygulanan beyazlatma kitlerinin dişlere zarar verebileceğini belirtirken özellikle yurt dışında çeşitli martketlerde satılan diş beyazlatma kitlerinin kontrolsüz bir şekilde fazla kullanılması durumunda dişlerin zarar görebileceğini ekliyor.

18 Ekim 2009 Pazar

Gülüşünüz Işıldasın



Milyonları büyüleyen ünlülerin laminate veneer adı verilen bir tedavi yöntemi sayesinde mükemmel gülüşlere sahip olduklarını biliyor muydunuz?

Ünlülerin kusursuz gülüşlerinin ardında porselen veneer adı verilen bir tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bu tedavi yönteminden yararlanarak tedavi olan ünlülerin sayısı ise her geçen gün artmaktadır.

Eğer sizde dünya starları gibi gülümsemek bir gülüşünüzle karşınızdakini etkilemek istiyorsanız bu yazıyı okumalınız.

Kimler porselen veneer tedavisinden yararlanabilir ?

Bu tedavi yönteminin hemen hemen herkese uygulanabileceğini ancak bu konudaki en doğru kararı tedavi öncesindeki muayenede diş hekiminizin vereceğini belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı laminate veneer tedavisinin diş en az zarar veren en konservatif yöntemlerden biri olduğunuda ekliyor.

Veneerler nasıl uygulanıyor?

Veneerler kozmetik diş hekimliğinde uygulanan tek tedavi yöntemi değiller ancak en kısa sürede, en konservatif biçimde,en doğal sonucu veren tedavi yöntemlerinden biridir. Sürecin başlangıcında diş hekiminiz ile birlikte nasıl bir gülüşe sahip olacağınız önceden karar verirlir hatta gelişen bilgisayara teknolojisi ile size bitiş hali bile gösterilebilir. Laminateleriniz takılana kadar olan sürede geçicilerinizle konforunuz sağlanır. Tedavinin tamamlanması ve yeni bir gülüşe sahip olmanız ise ortalama 4-6 gün sürmektedir.

Ve Sonuç…

Laminate veneer tedavisinden sonra düzgün, beyaz ve güzel gülüşünüze kavuşmuş olursunuz.

12 Ekim 2009 Pazartesi

Dişleri Korumak İçin 4 Mucizevi Yöntem



Dişleri fırçalamak ya da diş ipi kullanmak dişlerinizi korumanın için yeterli bir silah değildir.

Günde iki defa dişleri fırçalamak, diş ipi kullanmak, diş hekimine yapılan ziyaretler sağlıklı dişler için iyi bir başlangıç olabilir ama yeterli değildir. Bunların yanında sağlıklı beslenme, alkol ve sigara kullanımının da ağız ve diş sağlığımızı etkilediğini belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı bizi bu konuda aydınlatıyor.

1. Yediklerimiz Çok Önemli; Bir ömür boyu sağlıklı dişlere sahip olmak için yediklerimizin de önemi azımsanamayacak kadar çoktur. Yedikleriniz tüm vücudunuzu ne kadar etkliyorsa aynı kural dişler içinde geçerlidir.

* Kalsiyum İçeren Yiyecekler Tercih Edin; Fast food adı verilen aperatif yiyeceklerde az miktarda bulunan kalsiyum balık, süt, peynir gibi yiyecekeler de bol miktarda bulunmaktdır. Yiyecekler dışında güneşinde D vitamini kaynağı olduğunu belirten Diş Hekimi Kazandı özellikle bu aylarda güneşten bol bol yararlanarak vücudumuzun kalsiyum ihtiyacını biraz olsun karşılayabiliriz diyor. Yediklerimizin dişlerimiz üzerinde etkisi olduğunu belirten Kazandı sağlıklı beslenme alışkanlığının daha çocuk yaşlarda elde edildiğini bunun içinde çocuklarınızı bu duruma alıştırmanız gerektiğini söylüyor.
* Şeker faktörü; Şeker tatlı bir besin maddesi olmasına rağmen dişlerimize olan etkisi hiç de tatlı değildir. Her yediğiniz ya da içtiğiniz şekerli besinden bir saat sonra dişleriniz asid saldırısına maruz kalır ki bu da zamanla dişler de çürüklere neden olur. Ancak sadece yenilen şeker değil içinde şeker bulunan kekler, kurabiyeler hatta ekmek bile diş çürüklerine neden olabilir. Bu durumdan daha az etkilenmek için şekerli şeylere karşı koymayı deneyin ya da şekerli bir şeyler yedikten sonra en azından ağınızı çalkalayın.
* Asitli içecekler; Asitli içecekler ister şekerli ister şekersiz olsunlar dişleriniz için bir tehlikedirler. Bu tür içecekler zamanla diş hassasiyetine ya da çürüklere neden olabilirler. Bunu engellemek için ise bu tür içeceklerden mümkün olduğunca uzak durun, içtiğiniz zaman ise pipet kullanın.

2. Diş eti hastalığı; Tahmin edilenin aksine diş kaybının en önemli sebebi diş çürükleri değil diş eti hastalıklarıdır. Diş eti hastalıklarının ise en önemli sebebi diş bakımının yeterince iyi yapılmaması ve ağızda biriken plaklardır.
3. Sigaraya hayır deyin; Eğer sağlıklı bir yaşam ve de sağlıklı dişlere sahip olmak istiyorsanız sigaraya kesinlikle hayır demelisiniz. Sigara kullanımı dişlerinizde renkleşmeye, ağız kokusuna, dişeti hastalığına, akciğer kanserine neden olabilir. Eğer bir günde 20 ya da daha fazla sigara içiyorsanız içmeyen birine oranla ağız kanserine yakalanma oranınız 6 kat daha fazladır.
4. Fazla alkol kullanımı; Alkol balımlığının vücuda bir çok kötü etkisinin olmasının yanında ağız ve diş sağlığında da önemli olumsuz etkileri vardır. Bunlardan en önemlisi alkol bağımlısı olan kişilerin ağız kanserine yakalanma oranlarının kullanmayanlara göre daha yüksek olmasıdır.

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Ramazanda diş fırçaları iş başında olsun

Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı, Ramazan boyunca ağız kokusu ve aniden hissedilen diş ağrılarının sıkça görüldüğüne dikkat çekerek, "İftar ve sahur yemeklerinden hemen sonra dişler fırçalanmalı, bunun yanı sıra ağız gargaraları kullanılmalı." dedi. Zahid Kazandı, Ramazan boyunca ağız ve diş sağlığı ile ilgili sorunlar yaşanabildiğini belirtti. En sık karşılaşılan sorunun ağız kokusu ve diş ağrıları olduğunu kaydeden Kazandı, Ramazan başlamadan diş hekimini ziyaret etmenin oldukça önemli olduğunu ifade etti. Bu sayede dişlerde ve diş etinde oluşan problemlerin erkenden teşhis edilip, kişilerin Ramazan boyunca istenmeyen ağrılardan şikayet etmeyeceklerini belirten Kazandı, "Aynı zamanda erken teşhis edilen problemler erken tedaviyle dişe daha az zarar verir." diye konuştu.

Özellikle sahurdan ve iftarlardan sonra dişlerin fırçalanmasının son derece önemli olduğunu kaydeden Kazandı, fırçalanmayan dişlerin gün içerisinde bakteri ürettiğini ve ağızda koku, uzun vadede çürük ve dişeti problemlerinin oluşuma neden olduğunu söyledi.

Kazandı, "Özellikle oruçluyken ağzımızın koktuğunu düşünür ve bundan rahatsız oluruz. Bu dönemde görüştüğümüz kişilerle konuşurken ister istemez kendimizi biraz daha geri çekeriz. Bu ve bunun gibi durumlarla karşılaşmamak için iftar ve sahur yemeklerinden hemen sonra dişler fırçalanmalı, bunun yanı sıra ağız gargaraları kullanılmalıdır." şeklinde konuştu. Kazandı, sebze ve meyve gibi lif yönünden zengin besinlerin, diş sağlığı için de önemli olduğunu vurguladı.

4 Ağustos 2009 Salı

Spor içecekleri diş erozyonuna neden oluyor

Son zamanlar da yapılan araştırmalara göre spor içeceklerin uzun süre tüketilmesinin diş minelerinde erozyona neden olduğunu belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı, bunu önlemenin en kolay yolunun ise ‘pipet' kullanmak olduğunu söyledi.

Asit erozyonunun ilk belirtileri arasında diş hassasiyetinin olduğunu kaydeden Kazandı, “Sıcak, soğuk içecek ve yiyecek tüketirken diş ağrısının hissedilmesi ilk belirtidir” dedi. Asidin diş minesini aşındırmaya başladığında ise dişlerin yüzeyinin yuvarlandığını, parlak, cilalı ve hafifçe sararmış bir görünüme büründüğünü bildiren Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı, şunları söyledi:

“Sonraki aşamalarda, dişlerde sarı lekeler, şeffaflık, aşırı hassasiyet, diş uçlarında çatlaklar ve diş yüzeyinde de küçük çukurlar görülebilir. Spor içecek tükettikten hemen sonra dişlerin fırçalanması, dişlerin yüzeyini asitle fırçalamak gibidir. Bu nedenle asitli içecekler tüketildikten yarım saat sonra dişler fırçalanmalıdır.”

PİPET KULLANMAYI İHMAL ETMEYİN
Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı, Genel olarak asitli içeceklerin dişlerde erozyona neden olduğu bilienmektedir. Bunun engellemenin ise çok kolay bir yolu var. Pipet kullanmak... dişlerimizde çürük, hassasiyet hatta dşi kayıplarına bile neden olabilecek asit erozyonunu engellemek için pipet kullanımının yeterli olduğunu belirten Kazandı bu sayede dişlerimizi koruyup, dilediğimiz asitli içeceği tüketebileceğimizi belirtiyor.